İşte
size gerçek hayattan bir kesit:
Sahne
1: Haftanın sadece bir günü işe giden “Annecik” öğle arasında içi kaygılı bir
heyecanla dolu olarak canhıraş kızına bakan “Anneanneyi” arar. Kızı için sağıp
dondurduğu anne sütünü içip içmediğini soracaktır.
Annecik:
Anne ne oldu kızım sütünü içti mi?
Anneanne:
Yani... İçmiyor bu sütü, biraz çekiyor, sonra beğenmeyip bırakıyor. Ben
biberondan ağzına fışkırtarak doyurmaya çalışıyorum.
Sahne
2: Küçük bebekcik şaşkın bir halde bakınmaktadır. Karnı acıkmıştır o halde
anneciğine sarılıp doyması gerekmemekte
midir? Sıcacık sütü, sıcacık anneyi özlemiştir. Anneannesi de ne yapıyordur
böyle? Tadı bayat bir sütü plastik bir şeyle ağzının içine sokmaya çalışıyor...
Ama bayat bu... En iyisi emmiyeyim, bana annemi bulunnnn!
Annecik
boynu bükük telefonu kapatır... Kendini yoklar. Bebeğinin bulsa cuk cuk emeceği
süt kendinde mevcuttur. Ama o bebeğinin yanında değildir ve bu yüzden bebek
mutsuz olmuştur... Ve o anda hatasını anlatan bir idrak ışıltısı belirir. Sorun
sözcüklerdedir.... Annenin emzirdiği süte hep anne sütü denmiştir. Sanki o
sütün sahibi anneymiş gibi...Anneler hep “süt verdim” diye diye gezmiştir
bugüne kadar. Ve sütü kendinin sanan, bebeğini anne sütüyle beslemeyi lütuf
görebilen anneler zaman zaman bebeği sağılmış süte veya mamaya mahkum ederek
“süt verme”yi de bazen bir süre, eğer çalışmaya başlamışlarsa bütün gün rafa
kaldırır. Öyle ya süt anne sütüdür, süt verip vermeyceğine anne karar verir; isterse
verir, ama kendi öncelik sırası değişirse de vermeyebilir...
Oysa
ki o süt “anne sütü” değil “bebek sütü”dür. Rahman ve rahim olan Yüce Rab o
sütü bebek için, o dünyaya geldiği anda göndermiştir. Ve 2 yıl ona bahşemiştir.
Anneyi de emanetçi kılmıştır. İstediği an istediği kadar süt verecek bir
emanetçi.... Emanetçiler kendilerini sahip sanınca ağzı dili olmayan kalender
yavrular kendi süt haklarından olmuşlardır kimi zaman. Oysa ki bebek de olsa
onlar da kul’dur ve kul hakkı onlar için de mevcuttur... Anneleri hakları olan
sütü bebeklerden esirger, onları erken sütten keser ya da öğün atlarlarsa kul
hakkına girmiş olmazlar mı? Bu onlardan sorulmaz mı?Yoksa bu da annelerin
imtihanının bir parçası mı?
Annecik
hala içinde süt vermeyi atladığı öğünlerin acısıyla dolaşmakta ve bebeğinin
merhametine sığınıp ondan helallik istemektedir....